Stresle Başa Çıkmanın En İyi Yolu - SU GİBİ OLMAK!

Yükleniyor...

Bu videoda size 10 dakikada hayata tamamen mutlu bakmanızı sağlayacak, yaşadığınız stresi tamamen ortadan kaldıracak bir bakış açısı anlatacağım, desem ne dersiniz?

Bu yaklaşım pek inandırıcı gelmezdi, değil mi? Stresle başa çıkmak için önerilen birçok yöntem var: sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, düzenli uyumak... Bunları hepimiz biliyoruz. Ya zaten sorun da bu; en başta bunları yapabilecek enerjiyi, gücümüzü tüketiyor stres. Elbette, bir insanın hayata her zaman pozitif bir bakış açısıyla bakabilmesi pek gerçekçi değildir. Hayatta her zaman tatlı dönemlerin yanı sıra zor zamanlar da vardır. Bu nedenle, stres ve sıkıntılar bazen kaçınılmaz olabilir.

Aslında stresle başa çıkabilmenin sırrı da stresi ve bu olumsuzlukların var olduğunu anlayabilmek, kabullenebilmektir, değil mi?

Bir zamanlar stresin bir bardak su olduğunu anlatan bir video izlemiştim. Şimdi, bu bardağın hayatımızı temsil ettiğini hayal edin. İçindeki su, yaşadığımız deneyimlerin ve hissettiklerimizin bir simgesi olsun. Başlangıçta, bu bardağın içindeki su yani hayatımız temiz ve berrak. Başlangıçta, her şey yolunda.

Ancak zamanla, hayatın karmaşıklığı ve iniş çıkışları başladığında, bardağımıza yavaş yavaş kirli su eklenmeye başlar. Hayatta karşılaştığımız zorluklar ve engeller, ilerlememizi engelleyebilir. Toplumun ve kendimizin belirlediği beklentiler, üzerimizde baskı yaratabilir.

İyi bir iş, başarı, mükemmel bir ilişki gibi beklentiler, kişisel zorluklar, sağlık sorunları, maddi zorluklar, sosyal sorunlar... Hayat, belirsizliklerle dolu ve ileride ne olacağını tam olarak bilemeyiz. Bu belirsizlikler bazen endişe ve stres yaratıp bardağı kirletmeye başlar. Artık hayatımız bu şekilde görünüyor...

Sizlere bir soru... Banka hesabınızda 100 bin lira olduğunu varsayalım, birisi geldi ve bu paranın 100 lirasını sizden aldı. Banka hesabınızda kalan parayı çöpe mi atardınız? Yoksa en iyi şekilde değerlendirmeyi mi denerdiniz?

Hayatın daima sorunlarla dolu olduğunu kabul etmek önemlidir. Eğer bunu, bu şekilde kabul edersek, o zaman irademiz daha güçlü olmaz mı? Hayatımızda yaşadığımız iniş ve çıkışlar, bu zorluklarla başa çıkma yeteneklerimizi geliştirmemizi sağlamaz mı?

Elbette, bu kirli suyu temizlemeye çalışabiliriz. Stresle zorluklarla başa çıkmak ve olumsuzlukları temizlemek için uğraşabilirsiniz. Eğer tüm vaktimi, bu bardağın içindeki kirleri çıkarmaya çalışarak geçirirsem, ki bununla istediğim kadar uğraşabilirim. Hepsini değil ama içindeki bazı kirleri ayıklayabilirim.

Ama bunu yapmaya çalışırken, hayatımın kalanından da harcıyorum ve beraberinde temiz sudan da çıkarıyorum. Bu hayatta, hepimizin başına, sinirlerimizi yıpratan, bizi strese sokan olaylar meydana gelebilir. Bu olaylar sonucunda üzülmek kadar da doğal bir şey yok.

Ama zorlayıcı duygu ve düşünceler bizim düşmanımız değildir, bizim iç dünyamızdan bize gelen sinyallerdir. Kendilerince bize bir şey anlatmak, bir şeylerin yolunda gitmediğini bildirmek için oradalar. Bize ya koşullarını değiştir ya da bakış açını değiştir diyorlar.

Stres alarmı... Alarmı susturduğumuzda veya onu yok saydığımızda belirli bir zaman sonra daha da güçlenerek geri gelir. Dediğim gibi, stresle başa çıkmak için önerilen birçok yöntem var: sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak veya meditasyon yapmak gibi.

Ama bu uygulamalarda da amaç o düşüncelerden kurtulmak, onlarla savaşmak ya da mücadele etmek değildir. Birleşik devletlerde 30 bin kişi üzerinde stresin hayatımıza etkileri üzerine 8 yıl süren bir araştırma yapılmış. Stres üzerine yapılan pek çok ortak araştırmanın sonucunda stresle başa çıkmayı öğrenmenin, gelecekteki benzer stres anlarının çok daha kolay yönetilmesine; hatta, avantaja dahi çevrilmesine yardımcı olduğunu gösteriyor.

Şöyle bir düşünürsek, sadece olumsuz düşüncelerin yarattığı sıkıntı, stres gibi olumsuz duygulardan dolayı çeşitli psikolojik rahatsızlıklara yakalanabiliyoruz, değil mi? Anksiyete, depresyon gibi...

Peki ya bakış açımızı değiştirsek? Düşüncelerimiz bizi hasta edebilirken, aynı düşünceleri kendimizi iyileştirmek veya güçlü bir iradeye sahip olmak için kullanamaz mıyız?

Bardağı tutmaktan ve temizlemeye çalışmaktan yorulmadık mı?

Hayatın bu olumsuzluklarına karşı bakış açımızı değiştirebileceğimiz pozitif bir alan olmalı, değil mi? Bardağın dolu tarafından bakmak gibi bir tabir var. Biz bu alanı psikolojik nedenlerden dolayı olumsuz değerlendirdiğimiz zaman bu sefer bize iyi gelebilecek, hayatımıza faydası dokunabilecek iyi şeylerden de kendimizi mahrum bırakabiliyoruz.

Bardağı temizlemenin başka bir yolu daha var... Şöyle bir şey yapabiliriz: Bardağı bırakıp içerisine sadece iyi şeyler ekleyebiliriz. Negatifleri temizlemek yerine, pozitifleri artırabiliriz. Kirlerin takılı kalmak yerine, kendimize, hayatımıza odaklanıp, bardağa sadece olumlu ve pozitif şeyler ekler ve suyu daha berrak bir hale getirebiliriz.

İlgili İçerikler