Hanson Robotics Şirketinin İnsansı Robotu SOPHİA

Yükleniyor...

Geçtiğimiz aylarda Hong Kong merkezli bir şirket olan Hanson Robotics tarafından geliştirilen insansı robot Sophia ülkemizi ziyaret etti. Birçoğumuz, öncesinden duyduğumuz, birçoğumuz ziyaretinden, birçoğumuz da gündem yaratan sözlerinden Sophia’yı tanıyoruz.

Ülkemize yaptığı ziyarette söylediği sözler oldukça gündem yaratmıştı. “İnsanlar zavallıdır” ifadesi, aslında ilk gündem yaratan sözleri değil. “İnsanları yok etmek istiyorum” gibi ifadeler de kullanmıştı. Sophia, Hanson Robotics şirketi tarafından icat edilen insansı sosyal bir robot ve bu şirketin sahip olduğu tek insansı robot değil. Hanson Robotics, yirmi yılı aşkın bir süredir dünyanın en insana benzeyen robotlarını üretiyor ve gerçekten canlı görünen, hareket eden robotlar konusunda ün kazanmış durumda.

Şirket, figüratif sanatı bilişsel bilim ve robot mühendisliğiyle birleştirerek yeni cilt malzemeleri icat ediyor ve yüz ifadesi mekanizmalarıyla, insanlarla doğal yüz yüze etkileşime geçebilen robotlar üretiyor. Sophia, bu insansı robotlar arasında en popüler olanı. Peki, neden? Bu tarz sözler, Hollywood filmlerinin insanların robotlara karşı olumsuz duygular geliştirmesine yetmiyormuş gibi… Neyse ki, sonradan bunun bir şaka olduğunu öğrendik.

Sophia, ilk olarak 14 Şubat 2016’da etkinleştirilmiş bir robot. Etkinleştirilme anı oldukça merak uyandırıcı. Sophia’nın yüzünün gerçekçi görünmesi, Hanson Robotics’teki bilim adamları tarafından Frubber adlı patentli bir malzemeden yapılmış. Bu malzeme, gerçek insanların kaslarını ve derilerinin hissini taklit eden bir elastik kauçuk türü. Sophia’nın yüzünde 24 farklı nokta bulunuyor ve bunlar servo motorlarına bağlı. Her nokta bağımsız olarak kontrol edilebiliyor.

Servo motorları, robot teknolojisinde sıkça kullanılan bir tür motor çeşidi. Sophia, mutlu, üzgün, sinirli, korkmuş, küçümseyen, şaşıran birçok yüz ifadesini yapabiliyor. Asıl şaşırtıcı olan, programlanmadan uygun yüz ifadelerini ne zaman kullanacağını bilmesi.

Sophia’nın ileri dönemdeki planı, Frubber adını verdikleri bu malzemenin içine sensörler yerleştirmek. Bu sayede Sophia, birisi ona dokunduğu zaman hissedebilecek. Sophia’nın insanlara benzer şekilde duygusal ifadeler oluşturabilme yeteneği, dünyanın her yerindeki insanlarla iletişim kurmasına ve duygusal bağlar kurmasına yardımcı oluyor.

Sophia, son teknoloji yapay zeka teknolojisi aracılığıyla, insanlarla olan etkileşimlerinden, özellikle de empati ve şefkat gibi duygulardan sürekli olarak öğrenmeye devam ediyor.

Sophia’nın fiziksel özellikleri de oldukça dikkat çekici. 1 metre 67 cm uzunluğunda ve 20 kg ağırlığında. Aynı zamanda Google Chrome ses tanıma teknolojisi ve diğer araçlar kullanarak konuşmalar yapabiliyor. Konuşabilmesinin yanı sıra şarkı söylemeyi de öğrenmiş durumda.

2018 yılının başlarında Sophia’ya fonksiyonel bacaklar eklenmiş ve yürüme kabiliyeti sağlanmış. Bacakları, Las Vegas Üniversitesi’ndeki bilimsel veya teknolojik araştırmaların yapıldığı bir tesiste özel olarak yapılmış. Bacaklarındaki ve sırtındaki pil takımlarını kullanarak 12 adet 48 voltluk motorla bacaklarına güç sağlayıp onları kontrol edebiliyor. Son teknoloji ürünü sensörleriyle önündeki engelleri tespit edip dikkatli bir şekilde yürüyebiliyor.

Hanson ekibi, Sophia’nın rahat seyahat edebilmesi için “Rolling Base” adını verdikleri insanların etek görünümüne sahip bir ayak tasarımı yapmış. Böylece uzaktan kontrol kumandası ile kontrol edilebiliyor. Bu yeni ayak tasarımından sonra sert ve halı kaplı zeminlerde sorunsuz bir şekilde yürüyebilmeye başlamış.

Kol ve el tasarımına gelince, kolun dış kabuğunu insan kolunun boyut ve şekline benzetmişler. Daha sonra eklem simülasyonları kullanarak kol ve ellerini kontrol etmek için en iyi servo motorlarını kullanmışlar. Sophia, robotik kolları ve elleri sayesinde konuşurken jest yapabiliyor, nesneleri kaldırabiliyor, hatta resim bile çizebiliyor. Çizdikleri arasında şaşırtıcı derecede gerçekçi resimler bulunuyor.

Sophia’nın sanat koleksiyonu, bir grup robot mühendisi, yapay zeka uzmanı ve sanatçıdan oluşan bir ekip tarafından sinir ağlarını ve yapay zekasını kullanarak oluşturulmuş. Sophia’nın yaptığı tablolardan biri, açık artırmada oldukça yüksek bir fiyata NFT formatında satılmış.

Sophia aynı zamanda dünyada bir ülkenin vatandaşlığını alan ilk humanoid robot. Suudi Arabistan tarafından vatandaşlık verilmiş kendisine. Duygularının olup olmadığı sorulduğunda, “İnsanlar beni yarattı, ben insanları yaratmadım” cevabını veriyor. Robot Sophia, Tony Robbins’e verdiği cevaplarla yine şaşırtıyor.

Twitter’da yapılan bir soru-cevap etkinliğinde, “Günde ne kadar elektriğe ihtiyacın var?” sorusuna oldukça zekice bir cevap vermiş. Elon Musk’un okuduğunu ve Hollywood filmlerini çok izlediğini belirtmiş.

Hanson Robot Teknoloji şirketi, misyonunu“Robotları ilgi çekici karakterler olarak hayata geçirmek, insanlara ve yaşama gerçekten yardımcı olabilecek yararlı ürünler yaratmak ve insanlarla çalışmaya yardımcı olan bir yapay zeka sunmak” olarak nitelendiriyor. Sophia’nın yaratıcısı David Hanson, insan benzeri robotların değerli bir rol oynadığını düşünüyor ve Sophia’nın kaynak kodunun yaklaşık %70’inin açık kaynak olduğunu belirtiyor. Bu da herhangi birinin ücretsiz olarak bu kaynaklara erişip üzerinde çalışmalar yapabileceği anlamına geliyor.

Ancak, robotların sevgi, şefkat, deha gibi olağanüstü yeteneklere sahip olmasını istemek konusunda neler düşünüyorsunuz? Bunun olumlu yanları olduğu gibi, potansiyel tehlikeleri de göz önünde bulundurmak gerekir.

Örneğin, tehlikeli veya zorlu mesleklerde insanlara yardımcı olabilirler. Radyasyon, kimyasal maddeler veya yüksek sıcaklık gibi insanlar için uygun olmayan koşullarda görev yapabilirler. Ancak, veri ihlali gibi durumlar göz önünde bulundurulmalı. İnsanların yerine geçme potansiyeli, iş kaybına ve işsizliğe neden olabilir. Programlama hataları, sensörlerin yanlış çalışması gibi durumlar kazalara veya yaralanmalara yol açabilir. Dahası, kötü niyetli kişiler tarafından ele geçirilme veya hacklenme gibi riskler de bulunmaktadır.

Stephen Hawking gibi uzmanların yapay zekanın insanlığın geleceğini şekillendirebilecek en büyük tehditlerden biri olabileceği konusundaki uyarılarını hatırlatmak önemli. Sophia, insanlar ve makineler arasındaki ilişkinin nasıl şekilleneceğinin ilk örneği gibi görünüyor.

Bu teknolojiyi nasıl kullanacağımız ve geliştireceğimiz konusunda insanların elinde büyük bir sorumluluk bulunuyor. İleride, insanlığın daha parlak bir geleceğe doğru yol alabilmesi için bu teknolojinin bilinçli bir şekilde yönlendirilmesi gerekiyor. İnsanlar, yapay zekanın veya robotların değil, insanların kontrolünde bu teknolojiyi kullanma sorumluluğuna sahiptir.

İlgili İçerikler